Herkese kendisini eşit dağıtır Güneş.
Hiç kimseye de yaranamaz
Yakınındaki yanmaktan
Uzaktaki üşümekten konuşur
Mızmızlanıp küsende olur
Cilvesi böyledir hayatın
Yeryüzünde melek insanların
Acımasız şeytandır yüzleri
Ağaçsız kalmış gölgelerin yetim halleri
Görünmez seslerin çellodaki hüzünlü halleri
Hali halleri karmakarışık kuşlarına hayran
Ormanların perişanlıkları dağınık halleri
Duygularını yitirmiş ellerin
baltalaşmış insanları
kesiyorlar ağaçların gölgelerini
Güneş eşitliğini düşürüyor uçurumlardan
Ağaçlarını bulamıyor gölgeler
Ötüşler kuşlarını yitiriyor
Dengenin kenarında yürüyen eşitlik
Neden yerlere düştüğünü
düşünmeyi bile düşünemiyor
gözleri bağlı bir bakire
terazisini çoktan çaldırmış
Adalet inliyor eşitliğin elinde
Kiloları eşit insanların adaleti
ezan seslerinde bağlanıyor kadere
şükür ede ede tükeniyor insanlar
Ve de
Sıska kemikleri sırıtan
Suratı çıban lekesi karnı şiş
bir Dünya ki;
onca insanın
şımarık şehvetleriyle yeniliyor
kokuşmuş sofra bezlerinde
secde ediyor çoğunluğu insanların
ölüyor gölgesinde bütün ağaçlar
Kendi cenaze namazı kılıyor Güneş
Dönüyor işte Dünya
dönek insanlarda dönüyor
Dönenlere alkış tutuyor
Elleri olmayan şakşakçılar
Ağaçların olmadığı Dünyada
Gölgeden yapılmış tabutlarda
Gölgelerine sığınan insanlar
Dökülüyorlar Güneşin üstüne
Herkesi eşit yıkıyor Güneş
Yaşarken gölgesini kestikleri ağaçların
Diplerine kazıyorlar mezarlarını
Ölüler ağaçların gölgesinde yatıyorlar
Serin serin
Ağaçsız gölgelerin mevzusu
Çok derin çok derin
Şuayip ODABAŞI
8.1.2022/Kepez
Bağımsızlık şiarıyla
Doldurduğumuz meydanlarda
Yankılanıyor hala seslerimiz
Çocukluktan yeni çıkmış hallerimizle
Düştüğümüz her yerde gözlerimizin izi
İsimlerimiz zulalarda muskalanmış
Hiç önemli değil mezarlarımızın nerede olduğu
Yüreğimizde özgürlüğün son merhabası
Ellerimizi uzattığımız her yer gelincik
Ayak seslerimizin kaldığı her yerde başkaldırısı
Kavruk çocukların parmakları ekşimik kokulu
saçları keçe küçük kızların
Kaybolan bir şey yok
Fikirler dipdiri alaya duranların sevinç gözyaşlarında
Düştükçe çoğalıyorlar her yerde
Bulut oluyorlar
Selleniyorlar dağların doruklarında
Ağlamayanlar utansın
Kayıpların ardından
Sen hey sen!
Ellerini emanete vermiş hemşerim!
Ayaklarını satma derdindeki hemşo!
Yüreğindeki hıncını hangi çöplüğe boşalttın?
Kaç paraya sattın şakağındaki alın terini?
Ölen kardeşinin bedeni düşerken ihanetin karanlığında
bedeli neydi onca ölümlerin?
Kaç insan tanıdın artı değerini piçleyen?
At gözlükleriyle gezinen kaç insanın yularını çözdün
ağır ağır kendi ellerinle?
Anlam yükledin mi yaşlanmamış mezarlardaki toprağa?
Nedir bu özgürlük?
Sahibinin peşinde yalanan yaltaklanan köpeğin tasması mı?
Korku değil midir tasma satışlarını arttıran?
Kentlerin varoşlarında yoksulluk saltanatına kuyruk sallayanların
Önde gidenleri nerelerde yatar?
Sen yirmisinde ölme derdindeysen mesele yok.
Sana hep hazır beton mezarlar,
Hiç anlamazsın tarihi geçmiş günlük süt gibi düşersin bir köpeğin önüne.
Hangi haini kabul etmemiş toprak?
Kaç hainin heykelini dikmişler özgürlük meydanlarına?
Elleri tabutun dışında gidenlerin götürdükleri ne var ki bu âlemden?
Onurlu başı dik yaşamak şiarını anlamamış yavşaklar ordusunun neferleri!
Hangi bataklıklarda yatarlar sivrisineklerle kardeş!
Sizler nasırlı ellerin yumuşak ekmekleri bölüşünü hayal edemezsiniz.
Katıksız ekmekte gizlenmiş sıcacık özgürlük buğusunu içinize çekemezsiniz.
Kuyruğu dik tutmak her köpeğin işi değildir.
Sahibinizin peşinden giderken ilikleyin ağzınızı
Emirlere harfiyen uyun.
Boynuna ip geçirilenleri dolaştıranlar da dolaşırlar aynı kaldırımlarda
İpi tutanlar zanneder ki ipin ucundakinden daha çok özgürüm
Başı dik tutmak, kuyruktan önemlidir kardeş!
Hey sen!
Hey siz!
Nasıl öleceksiniz bunca
Kayıpların…
Ayıpların ardından?
Şuayip ODABAŞI
12.04.2020
Senin taşıyamacağın duygular verdiysem
Gerceklerim hayallerini lekelediyse
Sıktıysam,zorladıysam affını dilerim
Abuk subuk geldiysem
Ciddiyetimi anlamadıysan
Gözlerim gözlerinle yeterince buluşamadıysa affını dilerim
Gözlerinin parıltısından sözlerini duyamadıysam
İttiğini bildiğim halde yamacına sokulduysam
Bilki bu şiiri sana yazdıysam affını dilerim
Ben senin topraklarından bir çiçek istedim
Kayığımla denizlerinden geçmek istedim
Dileğim oldun gerçekleştirmek istedim
Pişmanlığın olduysam affını dilerim
Susmuyor içimde adının yankısı
Geçmiyor yüreğimin sancısı
Acıyla inliyor derimin her parcası
Çığlığımı duyduysan affını dilerimi
Hiç gelmesin dediğim günlerdeyim
Beynim içinde arkalarda kalan
Aynaya baktığımda bir gölge kadar olan
Şimdi ben o gölgelerdeyim
Küçük görüp güldüğüm
Kulak tıkayıp yüzümü döndüğüm
Üstüne basıp geçtiğim
Düşmanın pençesindeyim
Onlardan olmam diye haykırırdım
Yolda görsem bakıp kınardım
Düşünüp kendime yakıştırmazdım
Şimdi ben de onlardan biriyim
Takvim yapraklarını dökerken
Hayat bastıra bastıra hatıraları silerken
Şimdi bakıyorum da kendime
Ben o eski ben miyim?
Yazılmış satırları silmiş gibisin kalbinde
Aynı beni göremedim gözlerinde
Savaşırken ruhsuz şehvetinle
Zavallı kendime vurulmuş son darbeyim
Ne çelik tramvaylara binmek istiyor gönlüm
Ne de buzdan kaleler görmek
Ne pustan kapanmış göğ
Ne de kurumaya yüz tutmuş dallar
Heyecanını kaybetmiş bu dünyada
Bir asır içinde sıkışmış ozan
Sevgilinin acıklı göz yaşları
Üstünde kalan varoluşsal sancılar
Karanlıkta ateş böceğini görmek istiyor artık
Ezan okunuyor
Bali çeker iken kendinden geçerdi genç
Bir anda büyük bir rahmet deryasına tutuldu genç
O ezandı sanki Bilal Habeşi okuyordu gönlü
Doldu imanla bembeyaz nurani bir imanla doldu
Hemen hemen her ezan vakti böyle olurdu
Ve hala olduğunu söyler olgun yaşına rağmen
Bali poşeti düşer elinden, Ezanla beraber iken.
Türkçe değil dinlediği ezan gencin
Yani günümüz genci kendini saklıyor.
Adnan Menderes’e rahmet olsun Arapça ezan
Şükür Arapça ezan. şükür Arapça ezan.
Uzanan el Şâh-ı Sâki’nin eli sanki
Tamda genç çukura gider iken.
Ya kimdir Şâh-ı Sâkî yani mey dağıtanların Şâh-ı
Peygamberin dediğidir elbette bu bir namdır
Bu namı yazan benimdir
Ben yazarım yani patenti benim.
Muradım ve kalbimden mesaj attığım güzel
Bu namın sahibi olduğuna inandığım güzel
Alemlerin güzelidir alemlerden güzeldir
Yani Mey dağıtandır oda, yani Sâki’dir.
Barış Sağlam
İpucu: Şiirlerinizin daha yüksek okunma ve beğeni sayısına ulaşması için şiirinizin altında bulunan Whatsapp, Facebook ve Twitter butonlarını kullanarak sevdikleriniz ile paylaşabilirsiniz.