Ya Rab, O ne sesti..,
Bucak bucak bigam aradım
Kucak dolusu esenlikleri ayaz kesti
Dikenleri gül yapraklarıyla sardım
...
Uyluklarımdan dermanımı kesen nefesi
Hangi gün, kimi zaman şakaklarımdan esti tesellisi
İçinde bin bir yangın, naraları yutmuş alev
Acı sızı ve inlemeler, kömürleşmiş metruk ev
Sev, ateşi kucaklayabilirsen sev.,
Sevdikçe canlansın, canını acıtan dev
Edebi üryan edene dek, şev
İlmeğin girdabında, gamzelere coşup
Yıldırımlarla yarışırcasına, tebessümlere koşup
O bendim şaşkın.,
Derelerin içine sığdıramadığı taşkın.,
Hep kucak açtım, hiç bilmedim
Bilseydim eğer nihayetini.,
Nazarımda beş para etmezdi aşkın.,
Günahlara sarıldıkça
Şadümanlığım yer
Mantığımla kalbim arasında ki uçurumdayım,
Sevmek istedikçe seni, sorumlulukları geliyor aklıma ve gitmiyor yalnızlığın huzuru.
İsmini duydukça çıldırıyor kalbim, gözlerim büyüyor gözlerine bakınca.
Kararsızlık ne kadar kötü bir şey tekrar yaşattın daha hikaye başlamadan,
Seni seviyorum fakat sırtım sevdiklerimin izleriyle dolu.
Güvenmek istiyorum sana! Hem de canımı teslim etmek istiyorum şefkatli ellerine.
Yardım et ki mantığımın yanıldığını gösterelim... elimi tut ki uçurumun kıyısında olmaktan korkmayayım.
Kaç kurtar kendini kızım,
Mantığım ikimizi de yakar,
Kaç kurtar kendini benden,
Sevdikçe zarar görürsün benden...
Gök yüzüne bakınca görüyordum seni,
Nereden bilebilirdim ki seni,
Kayınca gökten,
Düştün yanıma.
Gözlerine bakınca gözlerim,
Aşık oldu kalbim,
Yüzünü görünce benliğim,
Ay'ı görür oldu aşkla bakan gözlerim.
Uyan ey en parlak yıldızım,
Aç gözlerini Ay yüzlüm,
İnan ne acı değer yüzüne ne de mutsuzluk!
Bak gözlerinle aşk dolu gözlerime.
Uyandın, kalktın tabi mezardan,
Açıklıyorum işte en içten duygularımı sana,
Seviyorum seni en parlak yıldızım,
Göre biliyor musun gözlerimden kalbimin hızını?
Diledim seni Allah'tan,
Karanlığı aydınlatan en parlak ışığını indirdi yanıma,
Söz verdim ona da sana da,
Ellerim ayrılırsa ellerinden kırılsın bütün kemikler,
Gözlerine bakınca atmazsa kalbim sökülsün yerinden,
Seni öpen ağız seni sevdiğini söylemezse kesilsin diller,
Senin için yazılmazsa bir şiir kırılsın kalemler,
Seni terk ederse bu fani yazılsın kanıyla ölüm fermanı!
yedi yüzümle
yedi yüz yalan söyledim kendime
bi' ikindi vaktinde
başımda kavak yelleri
kediler sokağında yürüdüm ceplerim ellerimde
susmak bilmedi acemi horozlarım
kaçtı tren
yalnızca ben kaldım o hikâyede
yahuda öptü yanağımdan
irkildim
ve cevapsız bi' soru:
okların kaçı ıskaladı gerilmiş göğsümü?
kılcal damarlarımda
evini kaybetmiş bir melankoliyle
yalnız başıma yürüdüm yolu
keşke ölmek yasak olsa yağmurlu havalarda
Titrek titrek meler, ağlar ardından
Hasret canı dağlar, dağlar ardından
Avaz avaz gelip, ok ok batarken
Bağrı delip geçer, dağlar ardından.
Seke seke gezer, çıktıkça düze
Şu bağrımı ezer, baktıkça göze
Kirpiklerin süzüp, akarken yüze
Göz yaşların döker, dağlar ardından.
Ürkek ürkek bakar, benden uzakta
Yüreğimi yakar, tenden uzakta
Kavurur kül eyler, candan uzakta
Esip savurdukça, dağlar ardından.
Her sabah okula giderken,
Bir papatya görürdüm kapımın önünde.
Yanından geçerken hiç unutmazdım,
Her fırsatta bakardım güzelliğine.
Güneş gibi sarı bulut gibi beyazdı,
Adına şiir bile yazılırdı.
Koparıp yanımada alabilirdim ama,
Yanıma yakışmazdı.
Sonra bir gün yola çıktığımda,
Gördüm ezmişler papatyamı.
Koparmışlar yapraklarınıda,
İnsana neden diye sormazlar mı?
İpucu: Şiirlerinizin daha yüksek okunma ve beğeni sayısına ulaşması için şiirinizin altında bulunan Whatsapp, Facebook ve Twitter butonlarını kullanarak sevdikleriniz ile paylaşabilirsiniz.