Aralık perdeden bakarken içeri
Gözlerim onu seçti
Oturmuş kanepede tek başına
Çekiyordu dumanı derin derin
Neydi onu böyle üzen
Yoktan yere kahreden
Sevdiğinden mi ayrılmıştı
Yoksa bir dost mu onu yaralamıştı
Ya anası babası
Onlardan birini mi kaybetmişti yoksa
Kim bilir...
Öyle mahzun, öyle yalnızdı ki
Dokunmak istedim omzuna
Omuz olmak istedim ona
Ağlayabilsin diye doya doya
Kapıyı çalsam, desem
“Anlat bana, dök içini rahatla,
Paylaş benimle iyiden kötüden yana ne varsa”
Ya kovarsa...
Ayaklarım zorluyor kapıya doğru
Görünmeyen bir el beni itekliyor
Ne yaman bir kararsızlık bu
Bir ses “Git” diyor “Uzaklaş! ”
Ama ya öteki
İşte o var ya...
Usul usul sokuluyorum
Kapının zilinde elim
Düşüncelerinden sıyrılıp
Geldiğini hissediyorum kapıya
Ayak sesleri
Yavaş ve hüzün kokan
Kapı aralanıyor
Bir el, sonra nemli gözleri
Parçalanıyor bir şeyler içimde
Akıyor alnımdan ılık ılık
“Rahatsız ettim kusura bakmayın,
Yarın site toplantısı vardı da
Sizi de bekliyoruz” diyebildim
“Peki”
Ve kapanan kapı...
Diyemeden, söyleyemeden
Kapanan kapı...
Hüzün sesleri uzaklaşırken adım adım
Kimseler görmedi
Ardında bıraktığı
İki damla yaşı...
Sevgi Yavuz