Bir Suç Gizliyorum Yüreğimde

Karlı bir sabaha uyandım
ne kuş cıvıltısı var etrafta
ne uykumu bölen
sokak satıcılarının cızırtılı sesi,
etraf bembeyazdı
etraf kardı.

Bütün izlerini örtmüştü şehrin
belki de bu yüzden yağmıştı,
gece fahişelerinin terli izi
yerini
doğanın en güzel rengine bırakmıştı;
beyaza...

Senden uzakta bir şehirde
bir diyar-ı gurbet elde
gurbet eldeyim;
memleketimde.
Olmadığın her yer yabancı bana.

Bu şehrin tozlu yollarını
talazlandıran rüzgarda
çektim içime seni.
Çamur deryalarına saplandım
sana koşarken.
Ve bu şehrin soğuğunu yedim
seni özlemeye başlayıp
ayazlarında
dilimde ıslıkla seni çalarken,
Bu hasret bitsin yarim
bu hasret bitsin
bu hasret beni bitirmeden...

Sazımın en güzel sesisin dokunulmayan,
gözlerimin sönmeyen ferisin,
ve bir resmi dairede
yangında kurtarılması gereken ilk dosyasın
ve dahası yokluğunda büyük bir yarasın
çaresiz bir yara
durup durup kanarsın...

Yarsız
yarınsız
uykusuz bir gece
yani anlayacağın
sensiz bir gece daha başlıyor
bir figan-ı zulüm.
Sıvası dökülmüş bir oda
perdesi dumandan sararmış çatlak bir cam,
el işi Kürt Halısı boylu boyunca,
üstünde çayı olmayan demlik,
tütmekten yanmayan teneke soba,
yorgun kapımda pas tutmuş kilit
ve ben
hazırız sabaha...
''bir duman savrulur havaya
iki parmak tablada bir sigara söndürür
ve inatla uzanır
ikinci bir sigaraya''

Gözümü kapadığım
yağmurlu karanlık gecelerde
seninle uyanacağım
güneşli
mavili sabahlara günaydın...
Barış Çiviroğlu