Sana sesleniyorum,
Dalganın en derin kıvrımında saklı kalan nefesimle
Ey sevda, ey bedenimin içinde çiçek açan sonsuz ilkbahar!
Sen gittin dememek için
dilin icat ettiği bütün kelimeleri reddettim.
Çünkü sen, bir gidiş değil;
Her şeyin anlamıydın kalanda.
Şimdi bu çınarın altında
gölge değil hatıralar düşer omzuma.
Her yaprak, bir gün birlikte güldüğümüz o akşamlardan biridir.
Kimi solmuş, kimi taptaze ama hepsi senin sesinle hışırdar.
Denize bakıyorum ama su değil gördüğüm,
senin gözlerindir o sonsuzluk: karanlıkla dolu değil, bilinmezliğiyle büyüleyen…
Ben seni sevdim ve bu sevgi beni her an yeniden yaratıyor.
Çünkü gerçek aşk bir vuslatta değil,
bir özlemde ölümsüzdür.
Ey beni unutmayan zaman,
bana her saniyede ondan bir iz bırak!
Bir koku, bir rüzgâr soluğu,
Ya da bir kuşun aniden yükselen kanadıyla
o gülüşünü taşı gökyüzüme.
Ben onunla yaşamadım ama onunla yaşar gibi ölümsüzleştim.
Kalbimde taşıdığım şey artık aşk değil sadece:
O, bir inanç. Bir varlık. Bir sonsuzluk duygusu.
Ve biliyorum bir gün çınarın altına dönerse ayak izlerin ben hâlâ orada olacağım,
Bekleyen değil, seven bir kalp olarak.
Çünkü bazen aşk, dönmeyi beklemeden bile tamam olur.
Aşk
Dila Ece
Bu şiir 18 defa okunmuştur.