Anne
beni yolculuklara doğurdun sen
tren garlarına
limanlara
asılsız astarsız duraklara doğurdun
hiçlikler ülkesinden bir hiç düştü payıma
Anne
beni dağlara doğurdun ovalara
güzel suretler gördü gözlerim
özlemek nedir
tükendikçe öğrendim
çok şey anlattılar,çok şey dinledim
ağlamak istedim anne sonra ölmek istedim...
bakmadı elbiseme hiç kimse
gençliğime gravatıma gaytan bıyığıma
çürüdüm için için ve küf tuttum
bakmadı hiç kimse kokuşmuşluğuma
Anne beni uçurumlara doğurdun
boşluklara
incindim,iki damla kan buldular yakamda
pustum
korku üzre boy vermişti erilliğim
kustum ve dirildim sonra
yollar bitinceye seğirttim anne derinden ve hızlıca
koştum çünkü
bir acı büyümek takıldı ardıma...
Anne
beni kapılara doğurdun sen
duvarlara
inkarı yok zapta geçti gerekçelerim
geçen her senemi bir bir ilmeklediler boynuma
maktulu bir çiçekti oysa zihnimde büyüyen ceninin
adını söylemek suç değil ya anne..
adı
iskemledeki begonya...
(beni sanıklara doğurdun anne
savcılara
beni kendin için doğurdun anne
bırakma acılara...)
mehmet fatih
Mehmet Fatih
Bu şiir 3162 defa okunmuştur.